İZTO Başkanı Özgener uyardı: Büyümede sıfır noktasındayız

TÜİK'in açıkladığı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla verileri üzerinden İzmir ekonomisini değerlendiren İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Ülkemiz ekonomisi 2024 yılında yüzde 3,3 büyürken, İzmir ekonomisinin büyümesi neredeyse sıfıra yakın seviyede gerçekleşti" diye konuştu

Gamze Eskiköy Gamze Eskiköy Yayınlanma: 24 Ara 2025 - 20:08 Güncelleme: 25 Ara 2025 - 02:13

İzmir Ticaret Odası Meclis toplantısı, Meclis Başkanı Selami Özpoyraz’ın başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılına ait Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verileri üzerinden İzmir ekonomisinin durumu ele alındı.  Toplantıda konuşan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Ülkemiz ekonomisi 2024 yılında yüzde 3,3 büyürken, İzmir ekonomisinin büyümesi neredeyse sıfıra yakın (%0,01) seviyede gerçekleşti” şeklinde konuştu.

Özgener, “Türkiye İstatistik Kurumu’nun 11 Aralık’ta açıkladığı “İl Bazında Gayrisafi Yurt İçi Hasıla 2024” rakamlarına baktığımızda, İstanbul’un tek başına 13 trilyon lira ile Gayri Safi Yurtiçi Hasıla‘nın %29.2’sini sağladığını görüyoruz.  İstanbul’un Türkiye’nin toplam bilgi ve iletişim faaliyetlerinden aldığı pay % 64, finans ve sigorta %59.3, mesleki, idari ve destek hizmetlerinde %39;  ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde %39.8 ve inşaat sektöründeki payı ise %27.8” dedi.  

“İZMİR EKONOMİSİNİN BÜYÜMESİ NEREDEYSE SIFIRA YAKIN”  

81 il açısından bakıldığında çok sağlıklı bir tablo olmadığını söyleyen Özgener, “TÜİK verilerine göre toplam Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içinde Ankara ise 4,7 trilyon lira ve %10.5 pay ile ikinci sırada. Verilere göre, İzmir 2024 itibarıyla yaklaşık 2,6 trilyon liralık ekonomik büyüklüğü ile üçüncü sırada ve %5.7 pay ile Türkiye’nin en büyük ekonomilerinden biri olmaya devam ediyor.  Ancak bu ölçeğe rağmen, büyüme performansımızın Türkiye ortalamasının belirgin biçimde altında kaldığını görüyoruz. Ülkemiz ekonomisi 2024 yılında yüzde 3,3 büyürken, İzmir ekonomisinin büyümesi neredeyse sıfıra yakın (%0,01) seviyede gerçekleşti. Bu tablo bize şunu söylüyor; Sorun İzmir’in potansiyelinin zayıf olması değil, mevcut potansiyelin yeterince büyümeye dönüşememesi. Daha da önemlisi, bu ayrışmanın arkasında yapısal bir konu olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

İZMİR’İN SANAYİSİ ZOR DURUMDA  

İzmir’in sanayiden aldığı payın da son yıllarda gerilediğine işaret eden Özgener, “Ülke sanayisi içindeki payımız düşerken, imalat sanayindeki ağırlığımız da zayıflıyor. Bu durum, dezenflasyon sürecinin uzaması, kredi koşullarının pahalı ve erişimin zor olması ve yatırım iştahındaki zayıflamayla birlikte okunduğunda, İzmir sanayisinin parasal sıkılaşmadan görece daha olumsuz etkilendiğine işaret ediyor. Kişi başı gelir verileri de bu resmi tamamlıyor” dedi.  

16 BİN 900 DOLARLIK KİŞİ BAŞI GELİR YETMEZ

İzmir’in kişi başı gelirinin 16 bin 900 dolar seviyesinde olduğunu ve bu rakamın Türkiye ortalamasının üzerinde bulunduğunu belirten Özgener, şunları söyledi: “İzmir’in kişi başı geliri yaklaşık 16 bin 900 dolar seviyesinde. Bu rakam Türkiye ortalamasının üzerinde olmakla birlikte, kentimizin üretim gücü ve insan sermayesi dikkate alındığında daha yüksek bir seviyeyi hak ettiğimizi düşünüyoruz. Son beş yıllık büyüme performansımızın Türkiye ortalamasının altında kalması da bu potansiyelin yeterince değerlendirilemediğini gösteriyor. Bu nedenle kentimizin büyüme hikâyesini yeniden güçlendirecek olan şeyin yalnızca talebi canlandırmak olmadığını düşünüyoruz. Asıl ihtiyacımızın; sanayiyi, tarımı ve hizmetleri verimlilik ekseninde birlikte dönüştüren bir yaklaşımı hayata geçirmek olduğunu değerlendiriyoruz. Sanayide yaşanan ölçek kaybını durdurmadan, tarımda verimlilik ve katma değeri artırmadan, hizmetlerde üretkenliği yükseltmeden kalıcı bir büyümeyi yakalamanın mümkün olmadığını analiz ediyoruz.”

BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM ŞART

Özgener, “Tekstil ve hazır giyimden tarıma, enerjiden teknolojiye kadar tüm alanlarda ortak hedefimizin; arz tarafını güçlendiren, verimliliği artıran ve en önemlisi istihdamı koruyarak rekabet gücünü kalıcı hale getiren bir dönüşümü İzmir ölçeğinde hayata geçirmek olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada belirleyici olan; kentimizin güçlü üretim ve insan kaynağı potansiyelini, doğru ve bütüncül politikalarla yeniden büyüme patikasına taşıyabilmektir” dedi.

YORUMLAR

0

Yorum Yap

BU KATEGORİDEN DİĞER HABERLER