Borsadan tavuk eti çıkışı: Zehirlenmeler üretimden değil soğuk zincirden!

Son dönemde tavukta zehirlenme vakaları sektöre büyük darbe vururken, İzmir Ticaret Borsası Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer'den soğuk zincir uyarısı geldi. Sorunun üretimden değil soğuk zincirden kaynaklandığını belirten Tuncer, "Uzun zamanda elde ettiğimiz böylesi kazanımlarımıza ve değerlerimize sahip çıkmak hepimizin görevi" dedi

Gamze Eskiköy Gamze Eskiköy Yayınlanma: 25 Ara 2025 - 18:12 Güncelleme: 25 Ara 2025 - 21:45

İzmir Ticaret Borsası (İTB), yılın son meclis toplantısını Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer'in başkanlığında gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Tuncer, kuraklığın, su kaynaklarındaki azalmanın ve mera verimliliğindeki düşüşün üretimi doğrudan etkilemeye devam ettiğine dikkat çekerek, "Açıkça ifade etmek gerekir ki 2026 ve sonrasında doğal kaynaklarımızı korumadan hayvancılığı korumak mümkün olmayacak" dedi.

SOĞUK ZİNCİRE DİKKAT

Tuncer, tavuk etinde zehirlenme vakalarının sektöre darbe vurduğunu belirterek, "Geçtiğimiz haftalarda; uygun fiyatı, yüksek besin değeri ve hızlı üretim süreciyle stratejik bir ürün olan tavuk etinde gıda güvenliği sorunu yaşadık. Ve konu neredeyse tüm sektörü etkiledi, tüketim tercihleri bir anda yön değiştirdi. Halbuki bu sorunun temelinde, üretimden ziyade soğuk zincirde yaşanan aksaklıklar yer alıyor. Modern teknoloji ve yüksek biyogüvenlik standartlarıyla çalışan kesimhaneler, hem Tarım ve Orman İl Müdürlüklerimiz, hem de resmi veteriner hekimlerin denetimleri sayesinde gıda güvenliğini sonuna kadar sağlamaktadırlar. Ayrıca, güçlü ve güvenilir yapısıyla, tavuk eti sektörümüz yalnızca iç pazarda değil, ihracat ve yabancı yatırımlar açısından da yüksek potansiyele sahiptir. Uzun zamanda elde ettiğimiz böylesi kazanımlarımıza ve değerlerimize sahip çıkmak hepimizin görevi. Bunun içindir ki 2026 hedeflerimizde; güçlü üretici, sağlıklı tüketici ve korunmuş doğal kaynaklara yer vererek tüm gayretimizle çalışmaya devam etmeliyiz” şeklinde konuştu. 

"FİYATLAR ÜRETİCİNİN ZARAR ETMEYECEĞİ SEVİYEDE OLMALI"

Tuncer, “Yeni yılda, beklentilerimizi daha gerçekçi temellere oturtmalı, riskleri öngörebilen ve değişen koşullara hızla uyum sağlayabilen üretim modelleri geliştirmeliyiz. Ancak bu şekilde daha dengeli ve dirençli bir gelecek inşa edebiliriz. Tarımda yapısal sorunlarımızdan kurtulmanın yollarını yıllardır aramaya devam ediyoruz. Sorunları hepimiz biliyoruz. Çözüm ise ancak ve ancak günü kurtarmayan, uzun vadeli ve en önemlisi istikrarlı tarım politikaları. Sektörümüz doğal yapısı gereği risk ve belirsizliklerle dolu. Ancak bunlar, iyi bir planlamayla yönetilebilir konular. Öncelikle mutlak üstün olduğumuz üretim alanlarını korumalıyız. Örneğin et ve süt fiyatlarını artık üreticinin zarar etmeyeceği seviyelerde tutmalıyız. Üretimi sadece rakamsal olarak artırmak da yetmiyor… Verimli olmak zorundayız” diye konuştu.

KIRMIZI ETE ŞAP DARBESİ

Yem maliyetleri, enerji giderleri ve finansmana erişim sorunlarının hayvancılık işletmelerin üzerinde ciddi baskılar oluşturduğunu söyleyen Tuncer, “Özellikle küçük ve orta ölçekli üreticilerimiz bu baskıyı daha yoğun hissetti. Üstüne bir de yıl boyunca şap hastalığı gibi salgınlarla mücadele edip durduk. Buna karşı, hijyen ve verimlilik odaklı işletmelerin görece daha dayanıklı olduğunu gördük. Bu tablo, hayvancılıkta sürdürülebilirliğin anahtarı, planlı üretim ve maliyet kontrolü. Sosyal boyutta ise kırsal nüfusun yaşlanması ve gençlerin hayvancılıktan uzaklaşması, 2025 yılında da sektörümüzün en kritik sorunlarından birini olmaya devam etti. Halbuki hayvancılık, sadece ekonomik bir faaliyet değil; aynı zamanda kırsal istihdamın, gıda güvencesinin ve sosyal dengenin teminatıdır. Hayvancılığın bu rolü, hayata geçirilen her politikanın merkezinde olmalı ve ayrıntılar bu gerçek etrafında şekillenmelidir” diye konuştu.


YORUMLAR

0

Yorum Yap

BU KATEGORİDEN DİĞER HABERLER